Paylaş

blog-header

Programatik Reklamcılık

2021’in sonunda, ABD’deki tüm dijital görüntülü reklamcılık pazarlamasının %88’inin programatik reklamcılık yoluyla yapılması öngörülüyor. Peki programatik reklamcılık nedir?

Programatik Reklamcılık Nedir?

Programatik reklamcılık, geleneksel dijital reklamcılık yöntemlerinin aksine, reklam satın almak için otomatikleştirilmiş teknolojinin kullanılmasıdır. Programatik reklamcılık, reklamları doğru kullanıcıya doğru zamanda ve doğru fiyata sunmak için veri analizlerini ve algoritmaları kullanır.

Reklam alışverişlerinin insan kontrolünde fakat yazılımlar aracılığı ile yapılması olarak özetleyebiliriz.

Programatik reklamcılık, görüntülü reklam, mobil, video ve sosyal dahil olmak üzere çok çeşitli dijital kanallarda mevcuttur.

Programatik reklamcılıkta satın almayı anlamak için bu süreçle ilgili terminolojiyi bilmemiz gerekir. İlk olarak, programatik reklamda satın almayı üç farklı türde kategorize edilebiliriz:

  1. Real-time Bidding (Gerçek Zamanlı Açık Artırma/RTB): Herkesin katılabileceği açık artırma olarak da bilinen RTB, envanter fiyatlarının gerçek zamanlı olarak bir açık artırma yoluyla kararlaştırıldığı zamandır. Adından da anlaşılacağı gibi, bu herhangi bir reklam verene veya yayıncıya açıktır. RTB, geniş bir kitleye sahip medya satın almanın uygun maliyetli bir yolu olarak kabul edilir. Bir web sitesinin yüklenme süresi içerisinde gerçekleşir; yaklaşık 100 milisaniye.
    RTB, bir programatik reklamcılık biçimidir, ancak tüm programatikler gerçek zamanlı teklif vermeyi kullanmaz. Programatik satın almanın kabaca %90’ı gerçek zamanlı teklif verme yoluyla gerçekleşse de programatik reklamcılığın başka yolları da vardır.
  2. Private Marketplace (Özel Pazar Yeri/PMP): Bunlar, açık artırmalara benzer, ancak PMP’lerin kimlerin katılabileceği konusunda kısıtlamaları vardır. Yalnızca seçilen reklam verenler, PMP’lere yalnızca davetle erişebilir. Bununla birlikte, bazı durumlarda yayıncılar, reklam verenlerin davet için başvurmalarına olanak tanıyan bir seçim sürecine sahip olabilir. Genellikle bir açık artırma gerçekleşir, ancak anlaşmanın şartları önceden müzakere edilir ve normal RTB’den daha manuel bir ortam oluşturur.
  3. Programmatic Direct (Doğrudan): Bu, bir yayıncının açık artırmaları atlaması ve medya envanterini sabit CPM (bin gösterim başına maliyet) üzerinden bir reklam verene (veya birden çok reklam verene) satmasıdır. Genellikle bir açık artırmadan ziyade sabit fiyatlı bir anlaşma içerir.

Programatik ekosistem ayrıca üç ana bileşeni içerir:

  1. Supply-Side Platform (Arz Yönlü Platformu/SSP): Bu, yayıncıların görüntülü, mobil ve video reklam gösterimlerini potansiyel alıcılara otomatik olarak gerçek zamanlı olarak satmasına olanak tanıyan bir yazılımdır. Reklam alışverişlerini, ağları ve DSP’leri içerir. Bu, yayıncılara envanterleri ve CPM üzerinde daha fazla kontrol sağlar. Yayıncı lehine reklam alanlarının en yüksek fiyata satılmasını amaçlar. Ayrıca, yayıncıya reklam alanlarının hangi fiyata ve hangi formatla satılacağı ile ilgili öneriler sunar. Popüler SSP’lere Google Ads Manager (Adx), Xandr (AppNexus), Openx, PubMatic, Rubicon Project ve MoPub örnek verilebilir.
    Tüm SSP’ler kendi komisyonlarını alır ve birçoğunun ekstra maliyete sahip eklenti hizmetleri vardır.
  2. Demand-Side Platform (Talep Yönlü Platformu/DSP): Ajansların ve reklam verenlerin platformlar arası reklam envanteri satın almasını sağlayan bir yazılımdır. Reklam veren lehine fayda sağlamayı amaçlar. Bir reklam veren, bir reklam borsasına bağlı olan DSP ile kaydolur.
    1. Mobile DSP: Mobile DSP, mobil reklam alanı satın almak için kullanılan bir yazılım platformudur. Günümüzde çoğu DSP, hem mobil hem de masaüstü envanteri işleyebilir. Hem mobil hem de geleneksel ekranlarda çok iyi performans gösteren reklam biçimleri vardır. Bunlardan en önemlisi 300×250 orta boy dikdörtgen reklamdır. Bu boyutu, tüm görüntülü reklam gösterimlerinin büyük bir kısmını oluşturur ve hem mobil hem de masaüstünde iyi çalışır.
  3. Ad Exchange (Reklam Borsaları): Yayıncıların ve reklam verenlerin reklam alım satımı için bir araya geldiği platformdur. Tüm reklam verenlere açık olan RTB en geniş kapsamlı yöntem olduğu için buna “open exchange” denir. Premium anlaşma ile direkt rezervasyon alma yöntemi ise “Private Exchange” olarak adlandırılır. Reklam Borsasını bir borsanın ticaret katına benzetebiliriz, ancak dijital görüntülü reklamcılık için çalışır.Kısaca, Reklam borsası, programatik ekosistemin ortasında yer alır ve reklam veren tarafında bir DSP ve yayıncı tarafında bir SSP’ye bağlanır. Yayıncıların ve reklam verenlerin bağlanabileceği çok sayıda reklam borsası vardır. En büyük reklam borsaları şu şekilde sıralanabilir: AppNexus, AOL’s Marketplace, Microsoft Ad Exchange, OpenX.
    1. Mobile Ad Exchange (Mobil Reklam Borsaları): Günümüzde çoğu reklam borsası, mobil envanteri de yönetiyor, çünkü mobil, dijital reklamcılığın çok büyük bir parçası haline geldi.

Ek olarak şu terimleri de bilmemiz gerekebilir:

  1. Trading Desk (Satın Alma Masaları): DSP yönetimini reklam verenler adına yapan sistemdir, dijital yatırımlar burada yönetilir.
  2. Data-Driven Advertising (Veriye Dayalı Reklamcılık): Programatiğin veriye dayalı reklam modeliyle çalışması, günümüzde bu kadar önemli olmasının sebeplerinden biridir. Programatikte, reklam çalışmaları verilerin analiz edilmesiyle belirlenen özel kitlelere yönelik oluşturulur, bu sayede verimi ciddi oranda arttırır.
  3. Data Management Platform (DMP/Data Yönetim Platformu): Programatik reklam süreçlerinde bütün veriler bu platformda yönetilir. DMP’de reklam platformlarında yayınlanan bütün kampanyaların verilerini birleştirebilir, ölçümleyebilir ve optimizasyon gerçekleştirebiliriz. Programatik reklamcılığın pek çok avantajından tam olarak yararlanmak için, DSP’nin DMP’ye bağlanması gerekir. Tek başına bir DMP, temelde kullanıcılar hakkında bilgi içeren bir veri merkezidir ve bir DSP’ye bağlı olması gerekir.
  4. Publisher (Yayıncı): Dijital yayınları dağıtan şirketlerdir. Facebook gibi sosyal ağlar ile premium haber ve içerik sitelerini publisher’a örnek verebiliriz.
  5. Ad Tag (Reklam etiketi): Reklam verenler, tarayıcıyı belirli bir reklama yönlendirmek için reklam etiketlerini kullanır. Her bir reklamın boyutunu, türünü ve URL’sini belirler. Dahası, reklam etiketleri ayrıca kampanya verilerini toplar ve gösterimler ve tıklamalar gibi belirli metrikleri doğrular.
  6. Viewability (Görüntülenebilirlik): Hedef kitleler tarafından reklamların görüntülenmesidir. Programatik, reklamların yayınlandığı platformda, kullanıcının reklamı tamamiyle görüntülediğine emin olmamızı sağlar. IAB’nin Display Reklamcılık Standartları’na göre bir reklam gösteriminin “görünür” sayılması için görselin en az %50’sinin en az 1 saniye kullanıcının ekranında kalması gerekiyor. Programatik, reklam verene aldığı gösterimlerin ne oranda gerçek kullanıcı tarafından görüldüğünü raporluyor. Reklamlarının görüntülendiğinden emin olmak isteyen bir reklam veren, sadece gösterim değil görüntülenebilir gösterim de satın alabiliyor.
  7. Ad Server (Reklam Sunucusu): Yayıncılar, reklam ağları, arama, sosyal vb. genelinde tüm kampanya bilgilerini toplar. Ayrıca, gösterimlerin düzgün bir şekilde sunulup sunulmadığını doğrular ve reklam öğesi optimizasyonunun gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
  8. Affiliate Network (Bağlı Kuruluş Ağı): Reklam verenleri ve bağlı kuruluş pazarlamacılarını birbirine bağlayan bir programdır. Bir reklam, sitelerinde bir görüntüleyeni başarıyla dönüştürdüğünde bağlı kuruluşlara ödeme yapılır.
  9. Ad Network (Reklam Ağı): Bir grup yayıncı ve reklam veren arasında aracı görevi görür. Yayıncılardan satılmayan envanteri toplar ve gösterimleri daha ucuza (genellikle daha düşük kalitede) satar.
  10. Header Bidding (Üstbilgi Teklifi): Yayıncıların reklam sunucularına gitmeden önce aynı anda birden çok reklam alışverişine envanter sundukları bir tekniktir. Bu tekniği kullanarak, yayıncılar rekabeti artırarak gelirlerini artırabilirler.
  11. First Price Auction (İlk Fiyat Açık Arttırması): Reklam verenler, en yüksek teklifi kazanan ve yayıncıya ödeme yapan bir gösterim için teklif verir. En yüksek teklifi veren, gösterimin fiyatını belirler.
  12. Second Price Auction (İkinci Fiyat Açık Artırması): Reklam verenler, en yüksek teklifi kazanan ve yayıncıya ödeme yapan bir gösterim için teklif verir. En yüksek teklifi veren, gösterimin fiyatını belirler.
  13. Preferred Deal (Tercih Edilen Anlaşma): Reklam verenlere envantere özel erişim sağlamak için açık artırmaları atlar.

Reklam envanteri genellikle gerçek zamanlı bir açık artırma yoluyla satın alınır. Reklam verenler, programatik kanalları kullanarak gösterim başına satın alabilir ve böylece doğru kitleyi hedefleyebilir. Süreç otomatikleştirildiği için, programatik reklamcılıkta satın alma, geleneksel medyada olmayan hız ve verimliliği garanti eder.

Süreç Nasıl İşler?

Aşama 1:

Bir izleyici programatik reklamcılığı kullanan bir web sitesine geldiğinde, bu izleyiciye bir reklam sunmak için otomatik teklif vermeye başlar.

Aşama 2:

Yayıncı, bu görüntüleyicinin reklam alanını SSP listeler. SSP, yayıncı için satıcı görevi görerek reklam verenlerin sitenin, kullanıcının ve DSP’lerin teklif vermesine olanak tanıyan reklam alanının özelliklerini bilmesini sağlar. Esasen, satış için ürünün (reklam alanının) reklamını yaparlar.

Aşama 3:

SSP, reklam alanındaki bilgileri aldıktan sonra, coğrafyası, demografik özellikleri, ilgi alanları vb. gibi faktörleri belirlemek için kullanıcının çerezlerini analiz eder.

Aşama 4:

Daha sonra, karşılık gelen DSP, SSP tarafından sağlanan kullanıcı hakkındaki bilgileri gözden geçirir. DSP’ler, reklam verenlerin, reklam verenlerin bütçesi ve hedefleme parametreleriyle uyumlu reklam alanını seçmesi için hareket eder. Reklam yerleşimine web sitesine ve kullanıcının özelliklerine göre bir değer atar.

Aşama 5:

Reklam veren adına, DSP, reklam yerleşimi için bir teklif verir. Tüm bunlar gerçek zamanlı olarak gerçekleşir ve bu nedenle programatik reklamcılığa genellikle gerçek zamanlı teklif verme (RTB) denebilir.

Aşama 6:

SSP, çeşitli DSP’lerden teklifleri aldıktan sonra kazananı seçer. Farklı SSP’ler için farklı teklif stratejileri vardır. Waterfall bidding (şelale teklifi), istemci tarafı ve başlık teklifli başlık teklifi, en verimli ve adil olarak kabul edilir.

Aşama 7:

Kazanan teklif seçildikten sonra, SSP bu reklamı kullanıcıya yayıncının sitesinde gösterir. Tüm bu süreç, sayfa kullanıcı için yüklenirken milisaniyeler içinde gerçekleşir.

Programatik Reklamcılığın Biçimleri Nelerdir?

Programatik reklamcılık artık farklı reklam biçimlerini kapsıyor. On yıl önce sadece görüntülü reklamcılıktı ancak şimdi farklı ve büyüyen seçenekleri mevcut.

  1. Display: Programatik reklamcılığın en eski biçimi görüntülü reklamcılıktır. Ancak, reklamlar statik kalmak yerine dinamik hale gelmiştir.
  2. Video: Kanallar arasında programlı olarak dijital video satın almak ve sunmak artık pazarlamacılar için önemli bir stratejidir. İki farklı programatik video türü vardır: Yayın içi ve yayın dışı (banner içi video bazen bir tür yayın dışı reklam olarak sınıflandırılır).
    1. Yayın İçi Reklamlar: Video oynatıcının kendisinde görünür. Örneğin, bir YouTube videosundan önce yayınlanan reklamlara yayın içi reklamlar denir. Üç tür yayın içi reklam vardır:
      • Videodan önce gösterilen reklam
      • Videonun ortasında gösterilen reklamlar
      • Videodan sonra gösterilen reklam
    2. Yayın Dışı Reklamlar: Yayın dışı reklamlar, çevrimiçi makaleler arasında görünür. Bunlar içeriğin içine yerleştirilir veya açılır pencereler olarak gösterilir. Ek olarak, Bazı tür görüntülü reklamlar video reklamlara dahildir, bu reklamlar video oynatıcıda değil, video içerik sitelerindeki arama sonuçlarında veya video önerilerinde görüntülenir.
  3. Web Siteler ve Sosyal Medyalar: Bunlar, bir web sitesinde, sosyal ağda veya başka bir uygulamadaki içeriğe uyan programatik reklamlardır. Örneğin, sponsorlu içerik için olabilir, bu nedenle içeriğe dayalı hedeflemeyi ayarlamak ve reklamlarınızı uyarlamak çok önemlidir.
  4. Ses: Amazon Alexa’nın gelişimi ve Spotify gibi uygulamalarının yükselişi, başka bir formatın ortaya çıkmasına tanık oldu: Ses. Bu biçim hem içeriğe dayalı hem de kullanıcı odaklı hedefleme için zengin bir kaynak sunar. Google’ın reklam verenlere DSP’si aracılığıyla programlı sesli reklamları satın alma şansı sunmasıyla birlikte hızla olgunlaşıyor.
  5. Açık Hava Reklamları (OOH – Out of Home): Programatik, dijital tabela kullanımıyla açık hava reklamcılık dünyasına giriyor. Reklam verenin, ajansın, medya satıcısının ve yazıcının zahmetli üretim süreci yok olmaya hazır. Onun yerine, mevcut programatik platformlar arasındaki entegrasyon, gerçek zamanlı açık alan reklam optimizasyonu ve reaktivite olanağı sunuyor.
  6. Televizyon: Şu anda, programatik televizyon reklam harcaması çok büyük değil. (ABD’de toplam reklam harcamasının yalnızca %2,5’ini oluşturuyor.) Yine de Google, SKY ve Netflix gibi birçok büyük sektör oyuncusu, programatik TV’ye geçişi desteklemek için gereken altyapıyı oluşturuyor. Bununla birlikte, bahsedilen programatik biçimler dışında, biçimin daha fazla geliştirilmeye ihtiyacı var.
  7. Native Reklamlar: Yayın web sitelerine veya sosyal medya platformlarına göz atarken, Sponsorlu Gönderiler, Tanıtılan Hikayeler veya Sizin İçin Önerilenler gibi başlıklara sahip gönderilerle karşılaşmış olabilirsiniz. Bu gönderileri tıkladığınızda bir üçüncü taraf web sitesine yönlendirilirsiniz. Bu, native reklamcılığa bir örnektir.

Native reklam, yerleştirildiği platformdaki medya formatına kamufle olur ve markaların içeriği satış dışı bir şekilde sunmasına olanak tanır. Bu nedenle, banner reklamların aksine, native reklamlar arayüzün bir parçası gibi görünür ve UX’i kesintiye uğratmaz. Üstbilgi, altbilgi veya kenar çubuğunda görünen programlı görüntülü reklamların aksine, programatik native reklamlar bir web sayfası veya uygulamadaki diğer yerlerde görünebilir. Native reklam biçimlerinden bazıları şunlardır:

  • Feed İçi Birimler
  • Yazı İçi Reklamlar
  • Ücretli Arama Birimleri
  • Öneri Pencere Öğeleri
  • Tanıtılan Listeler
  • Sponsorlu İçerik
  • Ödüllü Video Reklamlar
  • Native Öğe Birimleriyle Reklam İçi (IAB Standardı)

Programatikte Hedeflemeler Nasıl Yapılır?

  1. Contextual Targeting (İçeriğe Dayalı Hedefleme): İçeriğe dayalı hedefleme, reklamları bir web sitesinin içeriğine göre göstermeyi amaçlar. Örneğin sadece spor haberleri veren bir siteyi seçebilirsiniz.
  2. Keyword Targeting (Anahtar Kelime Hedefleme): Belirli anahtar kelimelere göre reklam sunmaya odaklanan bir tür içeriğe dayalı hedeflemedir. Örneğin ayakkabı satan bir markaysanız, buna göre hedefleme yapabilirsiniz. Anahtar kelime listeniz, reklamlarınız için en iyi eşleşmeyi sağlamak için makalede kullanılan anahtar kelimelerle eşleştirilir.
  3. Data Targeting/Audence Targeting (Veri/Kitle Hedefleme): Reklamlar, bir web sitesinin bağlamından ziyade kullanıcının çerezlerine dayalı olarak da gösterilebilir.
  4. Geo Targeting/Location Base Targeting (Coğrafi/Konum Bazlı Hedefleme): Markalar, bulundukları yerle alakalı müşterilere ulaşmak için coğrafi hedeflemeyi kullanır. İzmir’de hizmet veriyorsanız, Ankara’da gösterim vermek mantıklı olmayabilir.
  5. Retargeting (Yeniden Hedefleme): Ziyaretçilerin ortalama %2’si sitenizi ziyaret ettiklerinde dönüşüm sağlar. Yeniden hedefleme, diğer %98’i geri getirmeyi amaçlamaktadır.

Potansiyel bir müşteri sitenizi her ziyaret ettiğinde, bilgisayarına bir çerez yerleştirilir. Bu bilgiler daha sonra reklamları bu belirli kişiye hedeflemek için kullanılabilir ve sizden satın almaya geri dönme şansını artırır. Yeniden hedefleme, sizinle zaten bir ilişkileri olduğundan, insanları markanızla yeniden ilişkilendirmenin oldukça verimli bir yoludur.

Programatikte Fiyatlandırma Nasıl?

Programatik araçlarında CPM bazlı ücretlendirme yapılır, yani 1000 reklam gösterimi başına maliyet için para ödersiniz. CPM’ler, listenin kalitesine ve hedefleme düzeyine bağlı olarak değişebilir. Envanterin kalitesi ne kadar yüksekse veya hedeflemenizde ne kadar spesifik olmak isterseniz, fiyat o kadar yüksek olur. Fiyatlar ayrıca sektöre, cihaza, biçime ve sayfadaki yerleşime göre değişir.

Google Ads İle Farkı Nedir?

Google Ads, bir DSP türüdür, ancak yalnızca Google’ın envanteriyle sınırlıdır. Google Görüntülü Reklam Ağı’nın dünyadaki web sitelerinin büyük bir yüzdesine erişimi olmasına rağmen, erişimlerinin olmadığı yerler vardır.

Programatik DSP kullanmanın temel avantajlarından biri, Google’ın reklam ağının kapsamına girmeyen envantere erişebilmenizdir. Örneğin Facebook görüntülü reklamları, Google’ın reklam envanterinin bir parçası değildir. Bu, kampanyalarınızı Google Görüntülü Reklam Ağı üzerinden yürütürseniz, Facebook’ta görüntülenmeyecekleri anlamına gelir.

Programatik Neden Daha Yararlı?

  • Ne Zaman Ve Nasıl İsterseniz! Teklifinizi belirlediğinizde, sıklığı ve zamanı ayarlayabilirsiniz. Ulaşmak istediğiniz kişilerin tipik olarak gün boyunca İnternet’te gezindiğini biliyorsanız, kampanyanızı yalnızca niteliklerinize uyan reklam noktaları için teklif verecek şekilde uyarlayabilirsiniz. Bu, işletmeniz için büyük bir avantajdır çünkü hedef pazarınıza daha da fazla odaklanmanızı sağlar. Onlara, çevrimiçi olacakları günün kesin saatinde ulaşabilirsiniz.
    Aynı zamanda para israf etmenizi de engeller. Hedef pazarınızdaki insanların görmeyeceği reklamlara para yatırmayacaksınız. Bu, hedef kitlenize daha iyi ulaşmak için paranızı harcamanızı sağlar.
  • Fiyatınızı Siz Ayarlayın! Bu yöntemin bir başka yararı da ödemek istediğiniz tutarı ayarlayabilmenizdir. Tıpkı tıklama başına ödeme (PPC) reklamcılığında olduğu gibi, ödemeye hazır olduğunuz maksimum teklifinizi siz belirlersiniz.
    Bu, programatik pazarlamayı işletmeniz için esnek bir seçenek haline getirir. Biri reklamınızı tıkladığında ödemek istediğiniz tutarı siz belirlersiniz.
    Bu, işletmeniz için harika bir seçenektir çünkü bütçeyi siz belirlersiniz. Ne kadar harcayacağınızı kontrol edebilirsiniz. Bu, yalnızca ulaşmak istediğiniz kişilere para harcamanızı sağlar. Bu sayede maliyetleriniz düşer ve maksimum dönüşüm sağlarsınız.
  • Alâkalı Gösterimler Alın! Programatik pazarlamayla, yalnızca alakalı gösterimler için ödeme yaparsınız. Almak istediğiniz minimum gösterim sayısını ayarlayabilirsiniz. Bu, kampanyanızın hedeflerine ulaşmanızı sağlamaya yardımcı olur. Bu sayede işletmeniz için daha iyi bir yatırım getirisi (ROI) elde etmenizi sağlar.
  • Gelişmiş Hedeflemeden Yararlanın. Programatik pazarlama, belirli bir kitleyi hedeflemenizi sağlar. Bu, pazarlama yapmanın etkili bir yoludur çünkü hedef kitlenizde ne tür içeriğin yankı uyandırdığını anlayabilirsiniz. Hangi içeriğin insanları reklamınıza tıkladığını ve hangi içeriğin hedef kitleniz üzerinde olumlu bir izlenim bıraktığını görebileceksiniz.
    Ayrıca bu reklamlarla daha iyi bir kullanıcı deneyimi yaratabilirsiniz. Bu müşterilere ulaşmak için özel reklamlar kullandığınızdan, reklamı tıklama olasılıkları daha yüksektir. Reklamlar, dönüşüm sağlama olasılığı en yüksek olan kişilere yöneliktir, böylece pazarınızı daha iyi hedefleyebilirsiniz.
  • Reklam Verme Amacınızı Belirleyin. Bu tür pazarlama, hedefler belirlemenizi sağlar. Reklamlarınızı sadece dönüşeceklerini ümit eden insanların önüne koymuyorsunuz. Bunun yerine, ulaşmak istediğiniz belirli bir hedefi seçebilirsiniz.
    Hedefiniz, marka bilinirliğinden dönüşüme kadar her şey olabilir. Çeşitli hedefler belirleme yeteneği, bunu çok yönlü bir seçenek haline getirir.
  • Farklı Ortamlarla Kullanın. Programatik pazarlama çok yönlüdür. En önemli noktalardan biri, programatik pazarlamayı farklı ortamlarda kullanma imkanıdır.
  • Daha Fazla Şeffaflık! Reklam verenler, satın aldıkları reklam envanterinin ve hedefledikleri kitlenin farkında olduklarından, reklamlarının performansını izleyebilir, bütçelerinin nasıl harcandığını görebilir ve istedikleri sonuçları elde etmek için kampanyalarını gerçek zamanlı olarak optimize edebilirler.
    Ayrıca, insan bağımlılığının olmaması insan hatası riskini azaltırlar.

Programatik Reklamcılığa Nasıl Başlanır?

Başlangıçta;

  1. Pazaryerinizi Bilin. Yeni bir reklamcılık alanına giren bir kişi/şirket olarak, bir dizi yeni fikir ve terimle karşılaşacaksınız, bunları tanımak için zaman ayırın.
  2. Hedeflerinizi Belirleyin. Dijital pazarlamadaki her şeyde olduğu gibi, hedeflerinizi baştan belirlemeniz önemlidir. Ne tür bir reklamcılığa ihtiyacınız olduğunu belirlemek ve uygun bir strateji belirlemek için mevcut verileri kullanın. Kısa ve uzun vadeli hedeflerinizi oluşturun.
  3. Bütçenizi Belirleyin. Programatik gibi yeni bir platforma başlamak için yeterli bütçeniz olduğundan emin olun veya fazladan bütçe ayırın.
  4. Doğru Kişiyle Çalışın. Programatikte, satın alma işleminizi planlayan, kontrol eden ve optimize eden yetenekli insanlara ihtiyaç duyacaksınız.
  5. Dikkatli ve Kontrollü Olun. Programatiğin bir zorluğu, algoritmalara dayanmasının reklamların yanlış yerde görünmesine yol açabilmesidir. Kara listenizin sürekli olarak güncellendiğinden ve uygunsuz sitelerde reklam yayınlamadığınızdan emin olun.
  6. Dolandırıcılığa Dikkat Edin. Bot dolandırıcılığı dahil olmak üzere yayıncıların yaptığı dolandırıcılıklara maruz kalmayın.

Ya da bunların hepsini sizin yerinize Perfist yapsın, siz güvenle arkanıza yaslanın.

Perfist Blog

Benzer Yazılar

Diğer Yazılar