17.03.2022
Günümüzde başladığı gibi ilerlemeyen veya eski günlerini aratan pek çok fikir, iş veya uygulama bulunuyor. Tümünün ortak özelliği ise her zaman amaçlarına daha kolay ve hızlı ulaşabilmek. Bu amaç doğrultusunda kimi zaman bazı ilkelerden ödün veriyorlar, kimi zaman ise imajlarını değişikliğine gidiyorlar. Bu noktada odağı üzerine çeken ve değişmeyen tek bir şey var; tasarım.
Zaman içinde, diğer alanlarda olduğu gibi tasarımda da işleri hızlandırmak ve efektif olarak sürdürmek bir ihtiyaç haline geldi. Yaşadığımız dünya bunu şart koşuyor. Bu çerçeveden bakınca minimal tasarımların ne kadar haklı bir sebeple başladığını görebiliriz. Artık saatlerce üzerine çalıştığımız ve tutkal ile duvarlar boyu serdiğimiz afişlere kimse dönüp ikinci kez bakmıyor. İster adına kullanıcı ister müşteri isterse toplum deyin, dikkat aralıkları daralıyor. Tasarım da bu ve benzeri birçok farklı etken sebebiyle, yoluna daha hızlı ve basit araçlarla devam ediyor.
No-Code, özellikle yazılımın görünen kısmını etkileyen ve bu sebeple tasarımcıların da sıkça üzerine çalıştığı alanlardan, front end başta olmak üzere yazılımın görsel olarak, sürükle-bırak metoduyla geliştirilmesidir. Şimdilerde popülerliğini arttıran ve Türkiye’de de çalışmalara başlayan Webflow başta olmak üzere, Bubble ve Readymag gibi araçlar no-code arayüz geliştirme araçlarına örnek olarak gösterilebilir.
No-code metodunun kullanıldığı database araçlarından bazıları ise; Airtable ve Ninox.
Verdiğimiz örneklerden tasarım alanını belki de en çok ilgilendiren araç olan Webflow’u incelediğimizde, tasarımcıların zamanlarının çoğunu harcadığı Adobe Creative uygulamalarına benzer bir arayüz ile karşılaşıyoruz.
Sol tarafta kullanabileceğimiz araçlar, katmanlar vs. bulunurken, sağ tarafta seçili nesne hakkında detayı ve kod yazmadan değiştirebileceğimiz özellikler bulunuyor.
Görüntü olarak Adobe Creative uygulamalarına benzerlik gösteren bu arayüz içerisinde işlem yapabilmemiz için en azından temel seviyede CSS ve HTML bilgisine sahip olmamız gerekiyor. UI Designer olarak yazılım dünyasına bir bakıp çıksak yeter. Tabii içeride kalınan süre kişiyi her zaman bir adım ileriye taşıyor.
Diğer bir açıdan, bu işin ticaret tarafında website oluşturabildiğimiz WordPress ve Wix gibi servis sağlayıcıları da var. Hatta verilere göre, günümüzde WordPress site kurulumunda en çok tercih edilen servis.
Menüde göreceğimiz ve sürükle-bırak metoduyla kullanabileceğimiz elementler, arayüz tasarımında tasarımcının elini hızlandırırken, katmanlar yerine kullanılan grid, columns, div gibi sistemler biraz ağırlaştırabilir.
Ayrıca yeni dönem araçlar gibi tarayıcıdan da kullanabilmek bir başka bir artısı. Tüm bunların yanında bir başka önemli katkısı da, az önce değindiğimiz; zaman, hız ve basitlik. Tasarımı tarayıcıdan bitirmek ve kod çıktısını alabilmek büyük rahatlık. Yine de grid sistemine uygun pikseller ile ve responsive tasarımlar çıkarmaya özen göstermek gerekiyor.
Hala gelişmeye devam eden Webflow, tıpkı yıllar içerisinde bu haline geldiği gibi ileride daha farklı bir noktaya da gelecektir. Şu an bir tasarımcının kendi portfolyo sitesini hazırlayıp, kod çıktısını alabilmesi için oldukça kullanışlı ve mantıklı bir seçenek.
Tasarım ve teknoloji paralel olarak ilerliyor. No-Code alanındaki gelişmeler veya son zamanların trendlerinden biri olan metaverse vb kavramların önemi tasarım açısından göz ardı edilemez.
No-Code metodu dijital alanda bir ayağı olan her sektör için bir yarar sağlamakta. Metodun ana fikrine baktığımız zaman tasarımdan bağımsız olması pek mümkün değil. Hatta yazılımı görsele dökme veya infografik tasarım gibi ileride daha da önemli bir yere gelebilir.
Bu konuların hepsinden bağımsız olarak tasarımın özünden de uzaklaşmamamız gerekiyor.Değişimi devamlı olarak takip eden ve her renge bürünebilen tasarım her dönemde bir soruna çözüm olmak zorunda. Aksi takdirde şu hep bahsedilen yol haritamızı ve sunumlarını yarı yolda bırakabilir.
Perfist Blog
Benzer Yazılar
Universal Analytics’ten Google Analytics 4’e geçişle beraber bazı çözülmesi gereken sorunlarınız olabilir. Bu sorunlardan biri de ‘unassigned’ trafik. Raporlarda “unassigned” / (not set) olarak görünen boyutlar, analiz ve optimize etme olanağınızı olumsuz etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. GA4 raporlarınızdaki “unassigned” trafiğin nedenlerini ve nasıl azaltalabileceği gibi konulara değineceğiz. Bu sayede web sitenizin ziyaretçi trafik […]
Devamını Oku
Beginner Level Web/App AnalitiğiGoogle Cloud’un BigQuery veri ambarı Facebook Reklamlarından otomatik veri aktarımını desteklediğini bu yılın başında açıklamıştı. Önizleme aşamasında olan bu özellik, veri yükleme işlerinin planlanmasına olanak tanıyarak analiz ve içgörüler geliştirmek için alternatif bir yol sunuyor. Bu entegrasyon sayesinde üçüncü taraf araçlara veya manuel kod çalışmasına olan ihtiyacınız ortadan kalkıyor. Bu entegrasyon özel raporların desteklenmediği sabit […]
Devamını Oku
Mid Level Web/App AnalitiğiGoogle Analytics 4’ün app ve web verilerini birleştiriyor olmasıyla uygulama analizleri daha kolay takip edilebilir hâle geldi. Firebase Analytics, iOS veya Android uygulamanızın takibini GA4 ile kolaylıkla yapabilmenize olanak tanıyor. Mobil uygulama takibi için birçok farklı tool olmasıyla beraber aynı mülk içinde hem web hem de app verilerini görebiliyor olmak daha doğru analizler ve stratejiler […]
Devamını Oku
Mid Level Web/App Analitiğiİşletmeler, analitik ve pazarlama çerezlerinden mümkün olduğunca fazla veri kullanmak ister. Ancak bu verileri toplayabilmesi ve kullanabilmesi için KVKK/GDPR gibi kanunlara uyum sağlaması gerekir. Google, Consent Mode’nu kullanıma açarak çerezlerin onay düzeyine göre kullanılabilmesine yardımcı olur. Yani Consent Mode ile kullanıcıların gizlilik tercihleri dikkate alınarak ilgili platformlara aktarılması sağlanır. Çerez türlerini kısaca açıklamak gerekirse: Zorunlu […]
Devamını Oku
Mid Level Web/App Analitiği