03.03.2022
Bugün ekip çalışmalarının aranan araçlarından biri olan, özellikle UI/UX tasarımda ekiplerin arayüz tasarımlarının her aşamasında severek kullandığı; tasarım, prototip ve kod oluşturma araçlarına sahip ve tarayıcı tabanlı bir tasarım uygulaması olan Figma’nın Responsive Tasarım yapmak için bire bir özelliğini yakından inceleyeceğiz: Auto Layout.
Konuya başlamadan önce “Nedir bu Responsive tasarım?” sorusuna bir cevap vermemiz gerekiyor. Responsive, kelime anlamı “esnek, elastik ve duyarlıdır” ve bu terimin tasarım dünyasındaki karşılığı yine sözcük anlamıyla benzerlik gösterir: web duyarlı tasarım. 2010 yılında ortaya çıkan bu tasarım biçimi popüler olmasından çok hem yazılımcı ve tasarımcı iş birliğinde hem de kullanıcı deneyimi optimizasyonunda oldukça mühim bir rol oynamaktadır.
Önceden yalnızca desktop odaklı çalışılan tasarımlar teknolojinin gelişimi, mobil ve tablet kullanımının artışıyla beraber bu cihazlarda da efektif bir kullanıcı deneyimi sağlanması amacıyla Responsive Tasarım olarak ortaya çıkmıştır. Daha açık bir dille açıklamak gerekirse responsive tasarım, tasarımın farklı ekran boyutlarına uygun şekilde oturtulması veya tasarlanması anlamına gelmektedir.
Arayüz tasarımının oldukça meşakkatli bir süreç olduğunun hepimiz biliyoruz. Her bir aşamada titizlikle hazırlanan detaylar, müşteri ve markalarla yapılan uzun toplantılar derken kısıtlı bir sürede yapılması gereken onlarca revizeyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Diyelim ki Figma’da bir proje üzerinde çalışıyorsunuz, Auto Layout, projeniz farklı ekran boyutlarında (mobil ve tablet) gösterildiğinde, arayüzde bulunan resim ve yazı gibi elementlerin ekran genişliğine göre yeniden şekillendirip ekrana tam oturmasını sağlar.Yani içeriğe göre boyutu otomatik olarak değiştiren elementler oluşturulmasını sağlar. Hem web tasarım hem de mobil uygulama tasarımları için oldukça kullanışlı bir özelliktir.
Layout’lar frame gibi olduklarından, frame’e dair tüm özellikleri layout’lara da verilebilir. Auto layout’u iki farklı yönde kullanılabilir. Horizontal(yatay) ve vertical(dikey). Default olarak elementin durduğu şekle göre hareket edecektir ancak bu sağdaki menüdeki oklar kullanılarak değiştirilebilir. Tek başına auto layout olan bir frame’i yatay ya da dikey olarak yönlendirmek anlamlı olmayacağı için var olan auto layout’u başka bir auto layout’a dahil ederek ögeyi kopyaladığınızda okları kullanarak yatay ya da dikey olarak sıralanmaları sağlanabilir. İçlerine farklı şeyler yazıldığında kendileri otomatik olarak genişleyecek ya da daralacaktır. Manuel olarak yapıldığında zaman kaybı ve yorucuolacak bu işlem, auto layout özelliği sayesinde çok hızlı ve kolay bir şekilde halledilebilir.
Kenar boşlukları ve elementler arasındaki boşluklar default olarak 10px şeklinde oluşur. Responsive bir tasarım yapabilmek için yine sağ taraftaki menüde auto layout kısmındaki “padding” ve “space between items” ibarelerinden bu sayılar değiştirilebilir. Ok tuşlarını kullanarak veya elementleri alıp sürükleyerek yerleri kolaylıkla değiştirilebilir. Yine rahatlıkla yeni bir layout oluşturup aralarına ekleme ya da çıkarma işlemleri de yapılabilir.
Ögelerinin üzerine sağa tıklayıp “ add auto layout” seçeneğinden veya sağ taraftaki menüde bulunan Auto Layout bölümünün en sağındaki artıya (+) tıklayarak da aktif edilebilir. Klavye üzerinden olan kısa yol ise Shift+A’dır. Aktif olduğunu anlamak içinse, sol menüde auto layout’u aktifleştirdiğiniz ögenin yanında 2 adet içi boş ince dikdörtgen görürseniz başarıyla eklediğinizi anlayabilirsiniz.
Mobil araçlar üzerinden gerçekleştirilen web site ziyaretleri dünyada oldukça yüksek seviyelere ulaştığından ve kısa sürede daha da artması beklendiğinden dolayı responsive özellikli web sitelerinde ciddi bir artış bekleniyor. Auto layout’un yukarıda bahsettiğimiz ve diğer tüm özellikleri de tasarımcılara responsive tasarım sürecinde kolaylık sağladığından artık farklı ekranlar için responsive tasarım yapmak çok daha kolay!
Perfist Blog
Benzer Yazılar
Universal Analytics’ten Google Analytics 4’e geçişle beraber bazı çözülmesi gereken sorunlarınız olabilir. Bu sorunlardan biri de ‘unassigned’ trafik. Raporlarda “unassigned” / (not set) olarak görünen boyutlar, analiz ve optimize etme olanağınızı olumsuz etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. GA4 raporlarınızdaki “unassigned” trafiğin nedenlerini ve nasıl azaltalabileceği gibi konulara değineceğiz. Bu sayede web sitenizin ziyaretçi trafik […]
Devamını Oku
Beginner Level Web/App AnalitiğiGoogle Cloud’un BigQuery veri ambarı Facebook Reklamlarından otomatik veri aktarımını desteklediğini bu yılın başında açıklamıştı. Önizleme aşamasında olan bu özellik, veri yükleme işlerinin planlanmasına olanak tanıyarak analiz ve içgörüler geliştirmek için alternatif bir yol sunuyor. Bu entegrasyon sayesinde üçüncü taraf araçlara veya manuel kod çalışmasına olan ihtiyacınız ortadan kalkıyor. Bu entegrasyon özel raporların desteklenmediği sabit […]
Devamını Oku
Mid Level Web/App AnalitiğiGoogle Analytics 4’ün app ve web verilerini birleştiriyor olmasıyla uygulama analizleri daha kolay takip edilebilir hâle geldi. Firebase Analytics, iOS veya Android uygulamanızın takibini GA4 ile kolaylıkla yapabilmenize olanak tanıyor. Mobil uygulama takibi için birçok farklı tool olmasıyla beraber aynı mülk içinde hem web hem de app verilerini görebiliyor olmak daha doğru analizler ve stratejiler […]
Devamını Oku
Mid Level Web/App Analitiğiİşletmeler, analitik ve pazarlama çerezlerinden mümkün olduğunca fazla veri kullanmak ister. Ancak bu verileri toplayabilmesi ve kullanabilmesi için KVKK/GDPR gibi kanunlara uyum sağlaması gerekir. Google, Consent Mode’nu kullanıma açarak çerezlerin onay düzeyine göre kullanılabilmesine yardımcı olur. Yani Consent Mode ile kullanıcıların gizlilik tercihleri dikkate alınarak ilgili platformlara aktarılması sağlanır. Çerez türlerini kısaca açıklamak gerekirse: Zorunlu […]
Devamını Oku
Mid Level Web/App Analitiği